Makaleler
Dürtü kontrol sorunu nedir? Psikolog G.İkizoğlu

ANNE! BOŞAN ARTIK BABAMDAN NE OLUR?

Yola çıkmak için fırtınanın dinmesini bekleyen bulduğu ilk limana sığınmış küçük bir tekne gibi, yatak odasının kilitli kapısının ardında sessizce bekliyordu. İçeriden gelen şangırtılar, yüksek sesle savrulan küfürler bu fırtınanın her zamankinden daha uzun süreceğinin habercisiydi. Kendini bildi bileli benzer sahnelere sıkça tanık olan çocuk, dışarıdaki gürültüye inat içerideki derin sessizliği aniden bozarak annesine : “ Anne, ne olur boşan artık babamdan” deyiverdi. Yıllardır çocuğunu yıpratmamak için evliliğini yürütmeye çalışan kadının beynine bu cümle yıldırım gibi düştü.

Korkudan annesinin eteğinin arkasından başını çıkarmayan küçük kız:

-Anne hadi gidelim buradan, hadi lütfen eşyalarımızı toplayalım, gidelim, diye korku dolu gözlerle annesine yalvarıyordu. Anne ise, çocuğunun yanında güçlü kalmaya çalışarak, “Tamam, korkma istediğin yere gideriz, baban sakinleşince döneriz” dedi.

Kendisiyle biraz önce birlikte gülüp oynayan babasıyla, şu anda öfkeden deliye dönmüş gibi bağırıp çağıran babasının aynı kişi olduğuna inanamıyordu. Her ne kadar bu sahne defalarca yaşanmış olsa da….En mutlu olduğu anlarda bile içinde bu sahnenin korkusunu taşıyordu. Bu yüzden mutluluk hep korkuyla karışıktı onun dünyasında . Hızla odasına doğru giderek kapıyı kapattı. Walkman in kulaklığını taktı, müziğin sesini sonuna kadar açtı. Travmadan kurtulmanın kolay yolunun bu olduğunu daha önceden keşfetmişti: Görmemezlikten, duymamazlıktan gelmek yani kendini kandırmak!

Merhaba Sevgili Anne Babalar;

Yukarıda bahsettiğim 3 farklı sahne ve benzerleri maalesef bazı güzel aile yuvalarında yaşanan gerçeklerden. Kimisi parçalanmış, kimisi dağılmak üzere, kimisi bu huzursuzlukla yaşamaya mahkûm….

İş hayatında, sosyal çevresinde kontrollü ve saygılı görünen babaların, aile içinde kontrolsüz öfke davranışları içindeyken çok sevdikleri çocuklarının yaşadıkları korkuyu ve travmayı bile göz ardı ederek kabul edilmez davranışlar sergilemelerinin sebepleri neler? Bazen yemeğin az ya da çok pişmiş olması, bazen bir eşyanın yerinin değişmiş olması, bazen annenin masumca söylediği bir söz başlatabiliyor bu kâbusu. Bunları yaşayan bir anne “ Zaten o patlamaya hazır bir bomba, herhangi bir şey onun için sadece bir bahane ” diyor.

Görüşmeye annesi ile beraber gelen küçük çocuk, karşıma oturur oturmaz:

“ Ben küfür etmeyi babamdan öğrendim. Biliyor musun benim annemle babam çok kavga ediyorlar. Kavga ettiklerinde babam çok küfür eder. Hepsini ondan öğrendim. Bütün kavgaları babam başlatıyor. Ben büyüyünce evlenmeyeceğim, baba da olmayacağım.” diye ardı arkasına sıralıyor içindekileri.

Bir başka anne ise : “ Çocuğum babası gibi olmasın diye size getiriyorum Gülten Hanım. Eşim aslında iyi bir insan ancak bu sorunu yüzünden ne çocuğum için iyi bir baba, ne benim için iyi bir eş olabiliyor. Belki de ailesi geçmişte bu sorununun üzerine düşmüş olsaydı, bu problemleri yaşamıyor olurduk. Bizim mutsuzluğumuz kayınvalidemleri, benim ailemi de etkiliyor. Geçmişte çözülmeyen problem, kaç kişinin huzursuzluğuna neden oluyor. Bu yüzden çocuğumun “dürtü kontrol sorununu çözmek istiyorum.” diyor.

“ Dürtü kontrol bozukluğu” nedir?

Kısaca “Sonunu düşünmeden hareket etmektir.” O anda içinden nasıl davranmak geliyorsa öyle davranmaktır. Toplum kurallarını, sosyal ahlak ve görgü kurallarını, otoritenin kurallarını ya da karşısındaki kişinin isteklerini ve duygularını dikkate almadan kendi isteğine göre hareket etmektir. Sabırsızlıkları, sırasını beklemekte güçlük çekmeleri, karşısındaki kişinin duygularını anlamamaları tipik özellikleridir. İçinden gelen dürtüleri durduramadıkları, kendilerini kontrol edemedikleri için sosyal ortamlarda güçlük yaşarlar. İsteklerini, öfkelerini ertelemede güçlük yaşarlar. Zarar verdiğini bildiği halde tekrar tekrar aynı davranışı sergilemesi, tüm uyarılara ve telkinlere rağmen davranışlarına devam etmesi en dikkat çekici özellikleridir. Markette annesi istediği oyuncağı almadı diye bağırıp çağıran, hasta olmasına rağmen dondurma yemek için kıyametleri koparan, sinirlendiğinde elinde ne varsa fırlatıp atan bir türlü ikna edilemeyen, otoriteyi ve kuralları reddeden çocuklar genellikle “ dürtü kontrol” sorunu yaşıyordur. Küçükken ailelerine büyük güçlükler yaşatan fakat ailesi tarafından çeşitli sebeplerle tedaviye başlatılmamış olan dürtüseller, yetişkin olduklarında iş hayatında sosyal ortamlarda kendilerini maksimum derecede kontrol etmeye zorladıkları için, evde ailesine karşı kontrolsüzlüğü ve tahammülsüzlüğü artmaktadır.

Yukarıda bahsedilen 3 ayrı sahne, zamanında tedavi edilmeyen kişilerin ileride yaşadıkları ve yaşatacakları güçlüklere örnektir. Çocuklarında benzer belirtileri fark eden ailelerin uzman yardımına başvurmaları önemlidir.

Aşamayacağınız güçlüklerle karşılaşmamanız dileğiyle, hoşçakalın….

Psikolog G.İkizoğlu